07/01/2025
Gayr-ı meşhur bir söz: To die or not to die!
Ölmek ya da ölmemek: İşte bütün mesele bu!
Şöyle bir düşünüyorum da yıllardır ölmüyorum. Bakın yaşıyorum veya hayattayım demedim, ölmüyorum dedim. Çünkü başımıza gelen şey tam da bu.
Sabah uyandınız diyelim. Bu, ölmediğiniz anlamına gelir. Akşam da yastığa başınızı koydunuz. Tebrikler, yine ölmediniz. Size bir gün ve bir gece bahşedildi, yani bir gün. İnsan bir gün ya ölür, ya da ölmez. Bu biraz yazı tura oyununa benziyor. Tanıdığım biri var. Tam 16.000 gündür ölmüyor. Yani 16 bin defa yazı tura atmış ve hep yazı gelmiş gibi. Müthiş bir istatistik!
Demin uydurduğum bir hikâyeyi anlatmak istiyorum. Bilge adam çırağına bir çuval uzatmış. Al, demiş bu senin hayatın. Çırak "Usta bu sadece boş bir çuval." demiş. Evet, demiş usta. Hayat boş bir çuvaldır. Mesele onu ne ile doldurduğundur.
Hayat bazen anlamsız gelir. Doğrusu hayat anlamsızdır. Onu anlamlı yapacak olansa kişinin kendisidir. Hayat para gibi. Paranın kendisi yenmez, içilmez ama onu harcayıp karşılığında yiyecek içecek satın alabilirsiniz. Hayatınızı da sürekli harcıyorsunuz. Neye harcadığınız önemli. Bir hedefiniz olursa hayatınızı ona harcarsınız, hedefiniz olmazsa harcanırsınız.
Şimdi bir Hadis-i Şerif'i dikkat nazarlarınıza sunmak istiyorum:
Sevban'dan (r.a) rivayet edildiğine göre Rasûlullah (asm) şöyle buyurmuştur:
"Yakında milletler, yemek yiyenlerin başkalarını sofralarına davet ettikleri gibi, size karşı savaşmak için birbirlerini davet edecekler."
Birisi: "Bu o gün bizim azlığımızdan dolayı mı olacak?" dedi.
Rasûlullah (asm), "Hayır, aksine siz o gün kalabalık, fakat selin önündeki çerçöp gibi zayıf olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın gönlünden sizden korkma hissini soyup alacak, sizin gönlünüze de vehn atacak." buyurdu.
Yine bir adam: "Vehn nedir ya Rasûlullah?" diye sorunca:
"Vehn, dünyayı fazlaca sevmek ve ölümü kötü görmektir." buyurdu.
Evet, konu gördüğünüz gibi dönüp dolaşıp ölüme geliyor. Nasıl olsa öleceğiz, bu hayat bir şekilde harcanıp bitecek ama insan, hayatının dizginlerini kendi eline almalı. Değilse Hadis-i Şerif'te belirtildiği gibi eğer kendinize ait bir hedefiniz olmazsa 2 milyar kişi de olsanız selin önündeki çerçöp mesabesinde oluyorsunuz.
Rahmetli Erbakan hocamızın bir sözünü aktarmak istiyorum burada: "Bizler siyonizm hapishanesinde isyan çıkarmış birkaç Müslümanız."
Bakın işin boyutu değişti. Dünyadaki mevcut siyasi, ekonomik, teknolojik birçok yapıya oldukça vakıf olan hocamız dünyanın içinde bulunduğu durumu bir hapishane metaforu ile açıklıyor.
Çabuk kilo alanların söylediği bir söz var hani "Su içsem yarıyor." şeklinde. Evet, öyle bir sistemin içerisindeyiz ki su içsek siyonizme yarıyor. Nefes alıp versek siyonizmin çarkını döndürüyor. Yine Erbakan hocamızın bir sözü var: Namaz kılan köleler olmayacağız!
Konuyu bilmeyenler ilk başta bu sözü yanlış anlayabilir. Hoca burada namaz kılan ama mevcut zulüm düzenine köle olanlardan olmayacağız diyor kısaca. Esasında zaten namaz, kullara ve kulların dizayn ettiği sisteme köle olmaya bir başkaldırıdır başlı başına.
En az İslâm dünyası kadar dağınık bir yazı olduğunun farkındayım ama toparlayacağım inşallah. Bizler mevcut dünya sisteminin ne olduğu konusunda bir kez uyandırıldık. Yani hapishanede olduğumuzu fark ettik. Birileri "Hapis mapis kardeşim, ben rahatım. Hiç olmazsa hayattayız be abi!" deyip kendi konforunu düşünebilir. Biz, dünyada herkesin din, akıl, can, mal ve nesil güvenliğini koruyacak bir sistem kurmakla mükellefiz. Sistem, evet.
Peki başlıktaki S.İ.S.T.E.M. neydi? Hemen açıklayayım: Siyonizm İçin Sorun Teşkil Etmeyen Müslüman.
Siyonizmi bilmeyen, planlarından haberdar olmayan birisi siyonizm için sorun teşkil eder mi? Etmez. Peki bu planların farkında olan bir insan tek başına siyonizm için tehlike arz eder mi? Etmez. Peki bu planların farkında olan çok sayıda insan bir araya gelse? Dikkat çeker ama sorun değil. Fakat, siyonizmin karşısında ne yapacağını, bu sistemi nasıl çökerteceğini ve yerine ne kuracağını bilen teşkilatlı bir topluluk olursa? İşte şimdi S.İ.S.T.E.M.'in dışına çıktınız demektir.
İyi olmak kolaydır, zor olan şuurlu ve teşkilatlı olmaktır.