• https://www.facebook.com/yedikedi
  • https://www.twitter.com/SsszMzhDergisi

İyi, güzel, faydalı paylaşımlar

Faydalı olabildiysek ne mutlu

Ali Yıldız
alixyildiz@gmail.com
Kim olsam beğenirsiniz?
12/10/2024


   Gerçi mega filozof Tarkan "Başkası olma, kendin ol. Böyle çok daha güzelsin." demiş ama insan "olmak" yolculuğunda kendine bir örnek arıyor illâ ki. Çünkü insan taklit ederek öğrenir. Ancak eninde sonunda olacağı şey yine kendisidir. Bu konuda İbrahim Tenekeci şöyle diyor: 
Birini örnek alıp da yola çıkanlar, yolun sonunda kendilerini bulamıyorlarsa, onların vay haline. Meselâ ben, "İsmet Özel'' olmak için yola çıkmıştım, "İbrahim Tenekeci" oldum.

   Olmak tek başına bir anlam ifade etmiyor gibi. Olmayı oldurmak için bazı sorular sormak gerekiyor. Yani ben bir "olmamak" uzmanı olarak, olmak vakasıyla karşılaştığımda kendime hemen şu 13 soruyu sorarım: Kim olmak? Kiminle olmak? Kimden yana olmak? Ne olmak? Ne kadar olmak? Nasıl olmak? Niçin olmak? Hangi olmak? Nerede olmak? Ne zaman olmak? Kaç olmak? Kaçın kurası olmak? Ne belli olmak? Bu soruların dördüne sağlıklı bir cevap alabilirseniz bana haber verin :)

   Rahmetli Süleyman Arif Emre ağabeyin "Olmak demiştin" isimli bir şiiri var. Şöyle başlar:

Hayat, olmaktır demiştin
Hayat, sevmek ve olmaktır.

   Dikkat ettiyseniz sevmek ve olmaktır denmiş. Çünkü insan sevdiğine benzer, bir süre sonra da sevdiği gibi olur. Özellikle gençlere birilerini sevdirme ve rol model olarak sunmanın altında yatan şey de bu zaten: Benzetmek. (Haşat etmek anlamında.) Başta filozof olarak takdim ettiğimiz Tarkan'ı magazin basını yıllarca (tövbe ya Rabbim) "Gençliğin ilâhı." olarak lanse etti. Peki Tarkan ne yaptı dersiniz? Canlı yayında kendisine uzatılan mikrofona "Çişim var." dedi. (Adam ilahlığı reddetti resmen!)

   İşte böyle! Gençler dünya ve ahiretlerini kurtarmalarına vesile olacak kişilerle tanışmasınlar diye medya sürekli onları faydasız kişilerle oyalamak ister. Günümüzde daha çok siyonizmin sihirli değneği konumunda olan medyanın en önemli görevlerinden biri örnek şahsiyetleri, hayatını anlamlı yaşamış kişileri tanımamızı önlemektir. Bunu yapamazsa onlar hakkında çarpıtmalar yapar, yalanlar üretir, hiçbir şey yapamazsa onlarla ilgili kafalarda soru işaretleri oluşturmak ister.

   Lâkin şeytana işini yapıyor diye kızamazsınız. O vesvese verir, kötülüğü teklif eder. Şeytana karşı elimizde büyük bir koz var: Ona uymamak. (Kolay demedim ha yanlış anlamayın. İçerde de nefs diye bir adamı var, ona da dikkat...)

   Madem birileri engel olmak istiyor, o halde bizim de ne yapıp edip örnek şahsiyetleri arayıp bulmamız, onları tanımamız gerekiyor.

   Zaman yönetimi konusunda sıkça anlatılan bir hikâyeyi aktarmak istiyorum:
   Profesör, sınıfta bir deney yapacağını söyleyerek bir kavanoz koyar masanın üstüne. Sonra da masanın altından kavanozun ağzından zorlukla sığabilecek büyüklükte taşları bir bir yerleştirir içine. Sınıfa "Kavanoz doldu mu?" diye sorar. Sınıf evet der, doldu. Derken masanın altından bu kez çakıl taşı büyüklüğünde taşlar alıp onları koyar kavanoza. Kavanozu biraz da sallayarak büyük taşların arasına yerleştirir çakıl taşlarını. Tekrar sorar sınıfa: Kavanoz doldu mu? Sınıf bu kez emin değildir kavanozun dolduğundan. Galiba dolmadı der bazı öğrenciler. Profesör bu kez biraz kum alıp döker kavanozun içine. Kum da taş ve çakıllardan kalan boşlukları doldurmuştur. Yine sorar sınıfa: Doldu mu? Sınıf bu kez kararlı bir şekilde "Hayır!" der. Profesör masanın üstündeki sürahiden su döker kavanoza. Kavanozda kalan hava boşlukları da su ile dolmuştur. Profesör "Bu deneyden çıkarılması gereken ders nedir?" der. Aldığı bazı cevaplardan sonra şöyle açıklar: Büyük taşları önce koymazsanız bir daha asla koyamazsınız.

   Biz gelelim kendi çıkaracağımız hisseye. Bu deney zaman yönetimiyle ilgiliydi. Zaman denilen şey hayatın temel yapı taşı olduğuna göre hayatımızı yönetirken bu büyük taşları önce koyma meselesine dikkat edebiliriz meselâ. Büyük şahsiyetleri önce tanır, sever, hayatımıza buyur edersek kimliğimizi ve kişiliğimizi onlar şekillendirir. Denir ki adalet her şeyi yerine koymaktır. Zulüm de bunun tersidir. En büyük örnek şahsiyeti, Hz. Muhammed'i (SAV) hayatımızın orta yerine, örnek almamız gereken kişilerin en zirve noktasına koymakla işe başlayabiliriz. O'nun (SAV) sahabesi olanlar, ahlâkına, yaşantısına birebir şahit olanlar Hz. Ebubekir oldular. Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali... Birbirinin aynısı insanlar olmadılar dikkat ettiyseniz. Hepsinin mizacı farklıydı çünkü. Biz de gayretimiz ve nasibimiz kadar Hz. Peygamber'e (SAV) benzeyeceğiz. Benzeyebilmek için onu tanımamız gerekiyor. Tanımazsak bugün olduğu gibi tanınmaz hâle geliriz. Tanımak için hayatını, hakkında yazılanları okumak, bununla ilgili bir takvim oluşturmak, O'nu (SAV) gündemimizde tutmak gerekiyor.

   İsmet Özel şöyle diyor naatında:

Kimseden bir işaret gelmeyecek
Bir melek kimsenin alnını sıvazlamazsa
Söylemez size kimse dünyadaki ömrü boyunca
Hiçbir insana yan bakışı olmayan kimdi
Kimdi yan gözle bakmadı kır çiçeklerine bile
Öğretmek için cephe nedir
Kıyam etti
Torunu kucağında
Dönünce bütün gövdesiyle döndü
Bir bu anlaşılsaydı son yüzyılda
Bir bilinebilseydi
Nedir veche...

   O'nu (SAV) tanıdıktan sonra bu dünyadan şerefiyle geçmenin her zaman ve coğrafyada, her şartta mümkün olabildiğini gösteren örnek şahsiyetleri de tanımalıyız. Fatih'i, Abdülhamid'i, Mehmed Zahid Kotku'yu, Necmettin Erbakan'ı, Şeyh Şamil'i, İzzettin el Kassam'ı, İsmail Heniyye'yi... Aslında o kadar çoklar ki. Üzerimize boca edilen gereksiz gündemlerden sıyrılıp her birinin hayatına dair birer pencere açabilsek onlardan öğreneceğimiz çok şey var.

   Sonuç olarak doğru insanları, örnek şahsiyetleri tanıyıp sevdikten sonra kim olacağınız çok önemli değil. Siz artık olmuşsunuzdur.

   Not: Genç İstikbâl Dergisinin Eylül 2024 tarihli 276. sayısında yayımlanmıştır. 



71 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Koşun beyler, kavga yok! - 22/09/2024
Oysa ben meselâ kavgaya adam çağırmam, dayağımı kendim yerim efendi gibi.
Yaza Damgasını Vuracak Hit Kitap - 08/08/2024
Yaz, tatil mi demektir, ne demektir yaz?
Kurban nasıl bayram olur? - 09/07/2024
Siz hiç bir keçi ile empati yaptınız mı?
Fetih vs. Dünyayı Ele Geçirmek - 19/06/2024
Neymiş efendim, başka milletlerin toprak bütünlüğüne saygı! Onlar için bizim sınırlarımız hiçbir anlam ifade etmiyor.
Bayram Gelmiş Biz Yokken - 08/05/2024
Olman gereken zamanda, olman gereken yerde değilsen varlığının pek bir hükmü yoktur.
Dünya Bir Köyse Muhtar Kim? - 19/04/2024
Projeler, hedefler, vizyonlar havada uçuşuyor. Tüm adaylar projeleriyle geliyor. (Destekli sallıyoruz, demek istiyorlar.)
Yazdıklarım Beni Bağlamaz - 13/04/2024
Ne diyordum? Yazmak lâzım. Sen yazmazsan, ben yazmazsam nasıl çıkar bu dergi?
Hayat dışarda, bilgisi sınıfta - 28/10/2018
Öğrenmek başkadır yaşamak başka.
Salçalık bir domatesin son günü - 15/10/2018
Hiçbir hayal küçük değildir.
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam53
Toplam Ziyaret202069
Anket
Okuyo musunuz, kaça gidiyosunuz?