Ali Yıldız
alixyildiz@gmail.com
Kim olsam beğenirsiniz?
12/10/2024
Olmak tek başına bir anlam ifade etmiyor gibi. Olmayı oldurmak için bazı sorular sormak gerekiyor. Yani ben bir "olmamak" uzmanı olarak, olmak vakasıyla karşılaştığımda kendime hemen şu 13 soruyu sorarım: Kim olmak? Kiminle olmak? Kimden yana olmak? Ne olmak? Ne kadar olmak? Nasıl olmak? Niçin olmak? Hangi olmak? Nerede olmak? Ne zaman olmak? Kaç olmak? Kaçın kurası olmak? Ne belli olmak? Bu soruların dördüne sağlıklı bir cevap alabilirseniz bana haber verin :) Rahmetli Süleyman Arif Emre ağabeyin "Olmak demiştin" isimli bir şiiri var. Şöyle başlar: Hayat, olmaktır demiştin Dikkat ettiyseniz sevmek ve olmaktır denmiş. Çünkü insan sevdiğine benzer, bir süre sonra da sevdiği gibi olur. Özellikle gençlere birilerini sevdirme ve rol model olarak sunmanın altında yatan şey de bu zaten: Benzetmek. (Haşat etmek anlamında.) Başta filozof olarak takdim ettiğimiz Tarkan'ı magazin basını yıllarca (tövbe ya Rabbim) "Gençliğin ilâhı." olarak lanse etti. Peki Tarkan ne yaptı dersiniz? Canlı yayında kendisine uzatılan mikrofona "Çişim var." dedi. (Adam ilahlığı reddetti resmen!) İşte böyle! Gençler dünya ve ahiretlerini kurtarmalarına vesile olacak kişilerle tanışmasınlar diye medya sürekli onları faydasız kişilerle oyalamak ister. Günümüzde daha çok siyonizmin sihirli değneği konumunda olan medyanın en önemli görevlerinden biri örnek şahsiyetleri, hayatını anlamlı yaşamış kişileri tanımamızı önlemektir. Bunu yapamazsa onlar hakkında çarpıtmalar yapar, yalanlar üretir, hiçbir şey yapamazsa onlarla ilgili kafalarda soru işaretleri oluşturmak ister. Lâkin şeytana işini yapıyor diye kızamazsınız. O vesvese verir, kötülüğü teklif eder. Şeytana karşı elimizde büyük bir koz var: Ona uymamak. (Kolay demedim ha yanlış anlamayın. İçerde de nefs diye bir adamı var, ona da dikkat...) Madem birileri engel olmak istiyor, o halde bizim de ne yapıp edip örnek şahsiyetleri arayıp bulmamız, onları tanımamız gerekiyor. Zaman yönetimi konusunda sıkça anlatılan bir hikâyeyi aktarmak istiyorum: Biz gelelim kendi çıkaracağımız hisseye. Bu deney zaman yönetimiyle ilgiliydi. Zaman denilen şey hayatın temel yapı taşı olduğuna göre hayatımızı yönetirken bu büyük taşları önce koyma meselesine dikkat edebiliriz meselâ. Büyük şahsiyetleri önce tanır, sever, hayatımıza buyur edersek kimliğimizi ve kişiliğimizi onlar şekillendirir. Denir ki adalet her şeyi yerine koymaktır. Zulüm de bunun tersidir. En büyük örnek şahsiyeti, Hz. Muhammed'i (SAV) hayatımızın orta yerine, örnek almamız gereken kişilerin en zirve noktasına koymakla işe başlayabiliriz. O'nun (SAV) sahabesi olanlar, ahlâkına, yaşantısına birebir şahit olanlar Hz. Ebubekir oldular. Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali... Birbirinin aynısı insanlar olmadılar dikkat ettiyseniz. Hepsinin mizacı farklıydı çünkü. Biz de gayretimiz ve nasibimiz kadar Hz. Peygamber'e (SAV) benzeyeceğiz. Benzeyebilmek için onu tanımamız gerekiyor. Tanımazsak bugün olduğu gibi tanınmaz hâle geliriz. Tanımak için hayatını, hakkında yazılanları okumak, bununla ilgili bir takvim oluşturmak, O'nu (SAV) gündemimizde tutmak gerekiyor. İsmet Özel şöyle diyor naatında: Kimseden bir işaret gelmeyecek O'nu (SAV) tanıdıktan sonra bu dünyadan şerefiyle geçmenin her zaman ve coğrafyada, her şartta mümkün olabildiğini gösteren örnek şahsiyetleri de tanımalıyız. Fatih'i, Abdülhamid'i, Mehmed Zahid Kotku'yu, Necmettin Erbakan'ı, Şeyh Şamil'i, İzzettin el Kassam'ı, İsmail Heniyye'yi... Aslında o kadar çoklar ki. Üzerimize boca edilen gereksiz gündemlerden sıyrılıp her birinin hayatına dair birer pencere açabilsek onlardan öğreneceğimiz çok şey var. Sonuç olarak doğru insanları, örnek şahsiyetleri tanıyıp sevdikten sonra kim olacağınız çok önemli değil. Siz artık olmuşsunuzdur. Not: Genç İstikbâl Dergisinin Eylül 2024 tarihli 276. sayısında yayımlanmıştır. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Koşun beyler, kavga yok! - 22/09/2024 |
Oysa ben meselâ kavgaya adam çağırmam, dayağımı kendim yerim efendi gibi. |
Yaza Damgasını Vuracak Hit Kitap - 08/08/2024 |
Yaz, tatil mi demektir, ne demektir yaz? |
Kurban nasıl bayram olur? - 09/07/2024 |
Siz hiç bir keçi ile empati yaptınız mı? |
Fetih vs. Dünyayı Ele Geçirmek - 19/06/2024 |
Neymiş efendim, başka milletlerin toprak bütünlüğüne saygı! Onlar için bizim sınırlarımız hiçbir anlam ifade etmiyor. |
Bayram Gelmiş Biz Yokken - 08/05/2024 |
Olman gereken zamanda, olman gereken yerde değilsen varlığının pek bir hükmü yoktur. |
Dünya Bir Köyse Muhtar Kim? - 19/04/2024 |
Projeler, hedefler, vizyonlar havada uçuşuyor. Tüm adaylar projeleriyle geliyor. (Destekli sallıyoruz, demek istiyorlar.) |
Yazdıklarım Beni Bağlamaz - 13/04/2024 |
Ne diyordum? Yazmak lâzım. Sen yazmazsan, ben yazmazsam nasıl çıkar bu dergi? |
Hayat dışarda, bilgisi sınıfta - 28/10/2018 |
Öğrenmek başkadır yaşamak başka. |
Salçalık bir domatesin son günü - 15/10/2018 |
Hiçbir hayal küçük değildir. |
Devamı |