Ali Yıldız
alixyildiz@gmail.com
Cep telefonunun çekmediği yerler
29/08/2018 Başlığı şair ve yazar Hüseyin Akın’dan ödünç aldık. Kırklar Dergisi’nde yayımlanan bir şiirinin başlığıdır. Şiiri yazının sonunda okuyabilirsiniz. Ancak bizim yazımız cep telefonunun çekmediği yerlerden bahisle birlikte yaşadığımız teknolojik kuşatma hakkında olacaktır. Böyle yer kaldı mı? Yani cep telefonunun çekmediği yer var mı? Aslında var ama böyle yerlerin çoğu yüce dağların zirveleri başta olmak üzere ıssız bölgelerde. 2018’in ağustos ayını yaşadığımız şu günlerde cep telefonu şirketleri her yerden çektikleri konusunda oldukça iddialı. Hatta çekmedikleri yeri bulana ödül bile veriyorlar. Nedir bu teknolojinin her yeri kapsama, her yeri kuşatma hevesi? Ulaşılabilir olmak iyi bir şey mi yoksa kötü mü? Yani birisinin aklına geliyorsunuz o da telefonunu çıkarıyor arıyor ve sizinle görüşebiliyor. Ne kadar da güzel bir şey değil mi? Değil. Sen ulaşmak isteyeceksin, ben ulaşılmak isteyeceğim ikisi aynı zamana denk gelirse görüşeceğiz. Bence bu daha iyi. Çok istiyorsan telefonunu uçak moduna al kardeşim, diyenler olabilir. Evet, uçağa binmeseniz de telefonunuzu uçak moduna alarak arayanların size ulaşmasına engel olabiliyorsunuz. Olmadı telefonu komple kapatırsınız. İyi tamam da bazı operatörlerin öyle bir hizmeti var ki akıllara zarar. Diyelim telefonunuz kapalıydı, uçak modundaydı ya da az ihtimal ya telefonun çekmediği bir yerdeydi. Bu sırada birisi sizi aradı ve ulaşamadı. Sonra da bu durum değişti ve ulaşılabilir oldunuz. Hah, işte operatör yemiyor, içmiyor ve sizi arayan kişiye haber veriyor. Size de bunu açıklamaktan çekinmiyor, bir mesaj gönderip diyor ki: Ulaşılabilir olduğunuz bilgisi şu saatte şu nolu müşterimizle paylaşılmıştır. Aferin sana. Keşke bana da sorsaydın. Haa isterseniz operatörünüze cüz-i bir ücret ödeyerek bilginizin paylaşılmasını engelleyebiliyorsunuz. Şikayet ettiğin şeye bak be. İstediğin zaman istediğin kişiyi arayabiliyorsun. Üstelik bunun acil durumu var, kazası var, hastalığı var. Büyük nimet! Kıymetini bil… Tamam Allah razı olsun. Ancak bunca iletişim imkânına rağmen insanlar arasındaki iletişimsizliğin sebebi nedir? Teknolojinin hayatımızı kolaylaştırıp bize o kadar zaman kazandırmasına rağmen bu acele niyedir? Herkes bize bir telefon kadar yakınken nedir bu insanların arasındaki uçurum? Bi şeyler yanlış gidiyor ama ne? Kapsama alanı denen şeyin günbegün genişlemesi, dünyayı küçük bir hapishane haline getiriyor gibi gelmiyor mu size de? Kuşatılıyormuşsunuz gibi hissetmiyor musunuz? Bir şeye istediğiniz zaman ulaşabilmek, ulaşılan şeyin değerini ister istemez azaltmıyor mu? Her yerlerin kameralarla dolu olması ile insanların her şeyi kameralar önünde yapabilecek hâle gelmiş olması bir tesadüf mü? Bu kadar sorudan ve kafa karışıklığından sonra sözü şaire verip Hüseyin Akın’ın şiirini okuyalım. Şiir Kırklar Dergisi’nin ikinci dönem 3. Sayısından. Yayımlanma tarihi Eylül-Ekim 2003 CEP TELEFONUNUN ÇEKMEDİĞİ YERLER -kızılötesi- siz bilmezsiniz bu kadarını her şey sevildikçe uzaklaşır ondan yaya gidilmez düne, aşka ve ellerimize ve bir de düşüncelerimizin ankasına unutmadan taşınırken orda kalan bir şeydir hayat biraz etli bir yerinden neyse ki tutmuşuz onu geçelim, çok konuştuk her kadın uzun bir konudur çünkü en uzak yerinden bir de manifaturacılar çarşısıdır dünyanın tenhalara sığmayan en uzak yeri git git bitmez bin dallı basmalardan bir çiçeğe kimbilir sıra ne zaman gelir ya değince bir aynaya ne demeli okşandıkça şımaran mobilyaların kalbi geçit yok yolların uzadığı bu dallarda en iyisi bir parağraf açmalı göğe doğru zaten o kadar eski bir sözü tekrarlayıp duruyor gibi üstümüzde ne zamandır tekrarlıyor ölüm kendini, kırlara doğru sekip duran, kimi kimsesi yok bir sessizlikte ve benim bildiğim oralarda tekgöz oda bir evi olmalı dünyanın ara sıra kaldığı hey sen orda mısın benim unutulan kalbim, şimdi attığın yerlerde bana ulaşılamıyor -ötesi- bu benim ellerimde bozup bozup yaptığım en son kalan türkiye öyle acemi ışık göz kırpar gibi yanar sallanır tahtaboştan ne şilteden hazeder ne sığar döşeklere annelerin kalpleri işte burada yaşar ses verir gibi yapar buğulu pencerede her akşamüstü hatim sıralanmış günlerden boşalmış taraçalar günde beş öğün ahşap bir çiçek sözcük olmuş sarılmış kendisine hep ağlayıp duruyor sen olmasan allahım o bu kadar toprağın altından nasıl kalkar nasıl kesilir birden ovalardan sofralara inen buğdayın sesi bir kere uçup gitti rengi elimde kaldı bir sözcüğü severken birden karardı gölgem bu servi ormanında kiraz da neyin nesi -öncesi- olamadım hiçbir şey, ne habeşi bir yüzüm ne de mısıra sultan isteseydim olurdum dökülürdüm camlara kaderimden yüz bulsam bir bildiğim vardı sade, yüzü aralandıkça bulmacalarda çıkan patnoslu bir ölüydü kalkıp gelmiş kefilsiz bir sürü yaşamaktan kırık dökük türkçeyle yakarıyor tanrıya, tanrı oralı değil bu mu dünya diyesiymiş; kapısında naz ağacı büyütülen kız evi yatarken boydan boya, ne de güzel deyivermiş benim sustuğum şeyi o benim sustuğum şey uzunca bir öyküdür bir ağacın dibinde geldi geçti kurtlandı bir sözün doruğuna yürüyünce bir yılan yok artık her baloda o benim üst cebime iliştirdiğim dünya naptım ettim bir bahçeye benzettim de bu şehri yine yetmedi toprak baştan çıktım bu oyundan, dikişsiz günlerden yunmuş elbiselerden şimdi çıkıp gidiyorum ey büyürken ki telaş, kendime iyi bak |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Kim olsam beğenirsiniz? - 12/10/2024 |
Hayat, olmaktır demiştin Hayat, sevmek ve olmaktır. |
Koşun beyler, kavga yok! - 22/09/2024 |
Oysa ben meselâ kavgaya adam çağırmam, dayağımı kendim yerim efendi gibi. |
Yaza Damgasını Vuracak Hit Kitap - 08/08/2024 |
Yaz, tatil mi demektir, ne demektir yaz? |
Kurban nasıl bayram olur? - 09/07/2024 |
Siz hiç bir keçi ile empati yaptınız mı? |
Fetih vs. Dünyayı Ele Geçirmek - 19/06/2024 |
Neymiş efendim, başka milletlerin toprak bütünlüğüne saygı! Onlar için bizim sınırlarımız hiçbir anlam ifade etmiyor. |
Bayram Gelmiş Biz Yokken - 08/05/2024 |
Olman gereken zamanda, olman gereken yerde değilsen varlığının pek bir hükmü yoktur. |
Dünya Bir Köyse Muhtar Kim? - 19/04/2024 |
Projeler, hedefler, vizyonlar havada uçuşuyor. Tüm adaylar projeleriyle geliyor. (Destekli sallıyoruz, demek istiyorlar.) |
Yazdıklarım Beni Bağlamaz - 13/04/2024 |
Ne diyordum? Yazmak lâzım. Sen yazmazsan, ben yazmazsam nasıl çıkar bu dergi? |
Hayat dışarda, bilgisi sınıfta - 28/10/2018 |
Öğrenmek başkadır yaşamak başka. |
Devamı |