Ölen kişinin ayakkabılarını kapı önüne koymak.
Gelin eve girerken testi vb. bir şey kırmak.
Dilek tutup havuza para atmak.
Kısmetin açılması için yeni kesilmiş söğüt dalıyla, yoldan geçenlerin kafasına vurmak. (Yuh!)
Ay ve güneş tutulması sırasında teneke çalmak. (Şu kötü ruhları kovalama meselesi sanırım.)
Avuç kaşınınca para gelir. (Kaşınan yeri yalarsan geçer.)
Gece ev süpürmek fakirlik getirir.
Bazı günleri uğursuz saymak.
İki bayram arası evlenmemek. (Ramazan Bayramından sonra Kurban Bayramından önce)
Bebeğin kesilen göbeğini bir yerlere gömmek. (Eve gömülürse eve bağlı olurmuş, okul bahçesine gömülürse öğretmen, hastane bahçesine gömülürse doktor, meclis bahçesine gömülürse milletvekili gibi.)
Merdiven altından geçmemek.
Kötü bir olay duyulduğunda tahtaya vurmak. (Yakınlarda tahta yoksa arkadaşın kafaya vurulur genelde.)
Dört yapraklı yoncanın uğur getirmesi.
Kurbanın kanını alnın ortasına sürmek.
Yatağın tersinden kalkarsan işlerin tersinden gider.
Leyleği havada gören seyahat eder.
Yere düşüp de kırılmayan bardağı uğursuzluktur diye kırıp atmak.
Gelin eve ilk geldiğinde kaynanasının iki bacağı arasından geçerse saygılı olur.
Hamileyken yumurta yiyen kadının çocuğu haylaz olur.
Çocuğun kırkı çıkmadan tırnağı kesilirse ya arsız ya hırsız olur.
Ayağının altından öpülen bebek talihsiz olur.
Cezveden su içilirse zengin olunur. (O kadar kolaydı!)
Askere giden genç gitmeden önce bir ekmeğin yarısını yer, yarısını bırakırsa ekmek onu çağırdığı için kazasız belasız döner.
Soğan kabuğuna basmak fakirlik getirir.
En garibi ise insanların batıl inanç olduğunu bildikleri bu şeylere inanması.